M. Tahir Turan
Diyeceksiniz ki haritacılık ile bu konunun ne alakası var?
Çok alakası var değerli dostlar… Ne demek istediğimi yazının devamında daha iyi anlayacaksınız…
Seksenli yılların sonlarında ve doksanlı yılların başlarında, hayatta iyi bir noktada durmak istiyorsak bunun İngilizce bilerek mümkün olabileceği söylenirdi. İkibinli yılların başlarında bu şarta bilgisayar bilgisi de eklenmişti. Oysa tüm dünyada “computer” adı ile anılan bu aygıta, bilgi sözcüğünden yola çıkarak bilgisayar adını ülkemizin ileri gelen bilim adamları vermişlerdi…Yani Türkiye’de; yaptığı işin yanında anlam yüküyle de büyük bir değer kattı ona Türk insanı…
Duygusal karakterimizden olsa gerek, bu cihazlar hep el üstünde tutuldu bu saydığım tarihlerden itibaren. Yediden yetmişe herkesin kendinden bir şeyler bulabildiği büyük bir derya idi çünkü…
Geçtiğimiz aylarda küçük bir ilçenin milli eğitim müdürü ile yaptığımız bir sohbette mesleki bir yazılımın eğitimini kimin verebileceği gibi bir konu geçti. Tabiki öncelikle eğitimci kimliği olan birisi olmalıydı bu eğitimi verecek kişi… Yazılımı geliştiren firmanın söz konusu meslekteki temsilcisinin bu eğitimi verip veremeyeceğini sorduğumda aldığım cevap ilginçti… “Bilgisayar mühendisi olursa belki”… Bu cevap yurdum insanının olaylara ne kadar da nesnel baktığının küçük bir örneğiydi.
Fazla sıkmayayım diye radyo, televizyon gibi daha eski teknolojik gelişimlerden söz etmedim. Ancak dikkatleri çekmek istediğim nokta asıl burada başlıyor. Bir hiyerarşi ile anlatabileceğimiz bu gelişim serüveninin içinde bilgisayar en son noktada duran bir yenilik gibi görülebilir. Oysa bilgisayar da diğerleri gibi önemli bir alanın içine girer: Bilişim yada Bilgi Teknolojileri…
Televizyon, radyo, telefon, cep telefonu, bilgisayar, GPS, yazıcı, oyun konsolları ve internet… Her biri bilgi teknolojilerinin ürünü. Öyle ki artık bunların hiçbirini hayatımızdan çıkaramayacak kadar bütünleşmiş durumdayız. Dolayısıyla her meslek bilişim ile entegre durumda.
Haritacılık ise bilişimi her meslekten daha fazla kullanan bir meslek dalı. Dedik ki, bilgi teknolojileri. Yani bilgiye dayalı teknikler… Ülkemizin bilişim sektöründeki ilk geliştiricileri haritacılardır. Bilgisayarın adını dahi bilmeyen insanların çoğunlukta olduğu yıllarda uluslar arası kalitede çizim programları yazan ve bugün dünya çapında kullanılan yazılımları geliştiren meslektaşlarımız var.
Bildiğimiz gibi coğrafi bilgi sistemleri ile bilgi daha bir anlamlı hale geldi. Ülkemizde de bu işin en büyük temsilcileri yine bizleriz. Uydu görüntüleri ile sade vatandaşa kadar hitap etmeye başlayan haritacılık artık olmazsa olmaz bir meslek olduğunu kanıtlamış durumda. Cebimizde taşıdığımız mobil telefonlarımızda bile navigasyon sistemleri var ki biz haritacıların değerine değer katacak nitelikte. Kentsel, dolayısıyla beşeri bilgileri toplayıp tasnif eden insanlarız biz haritacılar. Artık sadece klasik haritacılık hesaplarını ve çizimlerini yaparak, bu teknik bilgiyi sahada uygulamak, yani açı-mesafe-kot-koordinat yapılarına vakıf olmak iyi bir haritacı olmak için yeterli değil.
Kısacası iyi bir haritacı aynı zamanda iyi bir bilişim uzmanı olmak anlamına geliyor.
